CÖMERTLİK VE BAĞIŞ
15. CÖMERTLİK VE BAĞIŞ
Peygamber (a.s.) buyurmuştur ki: “Öğüt vermek üzere iki melek hoş bir sûrette şöyle nidâ ederler:
“Yarabbi, muhtaçlara ihtiyaçları olan şeyi verenleri doyur; verdikleri her dirheme karşılık yüz bin mükâfat ver!
Yarabbi, malını esirgeyenlere de ziyan içinde ziyandan başka bir şey verme!”
Allah uğruna ekmek verirsen sana ekmek verirler; Allah uğruna can verirsen sana da can bağışlarlar.
Dağıtmaktan dolayı elinde mal kalmazsa Hakk’ın inayeti, seni hiç ayaklar altında çiğnetir mi?
Her ekin ekenin ambarı boşalır, ama tarlasında daha iyisi olur.
Fakat tohumu ambara kor, biriktirirse zaman geçtikçe bitler, fareler o tohumu yiyip bitirir.
Eğer inciler saçarsan incilerin yüz kat fazlalaşır…
Malını dağıtıp bağışlayan kişinin gönlüne o mal yerine yüzlerce dirilik gelir.
Allah tarlasına temiz tohumlar ekilsin de sonunda mahsul vermesin! Bunun imkânı yok.
(Yeri geldiğinde) düşmana bile bağış yapman iyidir. Çünkü ihsanla düşman bile dost olur.
Dost olmasa bile (hiç değilse) kini azalır. Zira ihsanda bulunmak, kine merhem olur.
Belâyı def etmenin çaresi, sitem etmek değildir. Bunun çaresi bağıştır, aftır, cömertliktir.
Peygamber “Sadaka belâyı def eder.” buyurdu. Ey yiğit kişi! Hastalığını sadakayla tedavi et!
(I/2223-2225, 2236, 2238-2240, IV/561, 1758, 1759, II/2147, 2148, VI/25120, 2591)
[divide style=”2″]