Çârgâh Mevlevî Âyin-i Şerîfi icra edilecek.
Hz. Mevlana’nın 740. Vuslat etkinliklerinde bu yıl Kutbü’n Nâyî Osman Dede’nin Çârgâh Mevlevî Âyin-i Şerîfi icra edilecek.
Uluslararası Mevlâna Kültür Merkezi’nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu’nun düzenleyeceği Mevlevî mukabelesinde bu yıl Kutbü’n Nâyî Osman Dede’nin Çârgâh Mevlevî Âyin-i Şerîfi icra edilecek.
7-17 Aralık 2013 tarihlerinde Uluslararası Mevlâna Kültür merkezinde düzenlenecek olan Hz. Mevlâna’nın 740. Vuslat Yıldönümü Anma etkinliklerinde bu yıl, 11 gece, 10 gündüz olmak üzere 21 Mukâbele-i Şerîf (Sema – Ayin-i Şerif) gerçekleştirilecek; sergiler, tiyatro, konser, panel, sempozyum, söyleşi ve çalıştaylarla zenginleştirilerek icra edilecektir.
Kutbü’n Nâyî Osman Dede‘nin Hayatı için bakınız…
Çârgâh Mevlevî Âyin-i Şerîfi
1. SelamÂteş ne-zened der dil-i mâ illâ hû Ger âlemiyan cümle tabîban bâşend [Bizim gönlümüzü tutuşturan odur (hû’dur) ancak. Yolumuzu kısaltan odur ancak. Bütün insanlar hekim olsa, (yine de) derdimize deva olan odur ancak.] [(Aşkla) o kadar birleştim ki ben aşk oldum, aşk da ben… Böylece aşkla fitneler elinden kurtuluyorum] Fermân-i sakallâh resîdest bi-nûşîd [Bugün semâ var, şarap var, sâki var; sunulan kadehler, mecliste döndürülüyor. Hakk’ın “İçiniz” buyruğu erişti; âfiyet olsun. Safâ ehli olan kardeşlerin şevkiyle bu beden tamamiyle can (kesildi).] [Gelin, gelin sevgili geldi; gelin gelin gül bahçesi şenlendi.] Âyet âyet tâ be sûy-i kâbe kavseyn âmedem [Senin zülfünün vasfını, Ve’l-leyli Sûresi’nde gördüm. Yüzündeki nüshada baştan başa Ve’d-duhâ (Sûresi’ni) okudum. Âyet âyet “Kâbe kavseyn”e kadar geldim; bakınca gördüm ki (o) sizin kaşınız imiş.] [Gelin, gelin sevgili geldi; gelin gelin gül bahçesi şenlendi.] [(Aşkla) o kadar birleştim ki ben aşk oldum, aşk da ben… Böylece aşkla fitneler elinden kurtuluyorum.] 2. Selam Der men bi-demî men zinde şevem [Sultânımsın, sultânımsın; cânımda, gönlümde imânımsın. Bana üflersen ben dirilirim. Bir cân da nedir? Yüz cânımsın.] [Ey âşıklar, ey âşıklar, ben toprağı mücevher yaparım; ey mutripler ey mutripler, definizi altınla doldururum.] 3. Selam [Ey (sevgili)! Dudağının tatlı balı, bulanıklıktan tamamen arınmıştır. (Karşımda) otur ki gözüm kana boyanmaktan kurtulsun.] Her ki bugün Veled’e inanuben yüz süre [Binlerce tebrikler! Bu nasıl bir sultandır ki hizmetçisi olanlar, padişah olur. Bugün her kim (Sultan) Veled’e inanıp yüz sürerse, fakir ise bey olur, bey ise sultan olur.] Çün rûz-i kıyâmet ki kesî râ ser-i kes nîst [Bu ev bir ev ki içinde devamlı cenk çalınıyor, müzik dinleniyor; ev sahibine sorun: Nasıl ev, bu ev? Mahşer günü gibi kimsenin kimseye baktığı yok; zevkten kimse bilmiyor ki falan kimdir, filan kimdir?] Ruh zerd derun tehî vü ser dâde be bâd [Dinle neyden; neler neler söylüyor; gizli sırları, (ilâhî) yüceliği anlatıyor. Yüzü sararmış, içi boşalmış, başını (neyzenin) nefesine vermiş; dili konuşmaksızın Hüdâ Hüdâ diyor.] İn kâne nedâmetî sudûran ve cefâ [Ey Allah! Geçmiş günahlarıma tevbe ediyorum. Kendinden geçmiş bir âşığın özrünü kabul eder misin? Benim pişmanlığım bile bir (varlık) ifadesi ve eziyet ise de ey Mevlâm sen affet, sen affet, sen affet!] [Yine meyhaneden sarhoş geldik; yine yukarıdan, aşağıdan kurtulduk.] Aşk nidâ-yi bülend kerd be âvâz-i pest [Yine aşk ankası, o kaf dağından çıkageldi; yine candan, aşk hayhuyunun narası çıkmaya başladı. Aşk, hafif bir sesle yüce bir seslenişte bulundu; (dedi ki) ey yüce gönül! Aşkın yüce boyuna bak.] Çü âfitâb-ı cemâlet ber âmed ez meşrik [Gönül çalgıcısı nerede ki haydi seslerinden binlerce baş, sevdalarla dolsun. Güneş (gibi) yüzün doğudan doğunca zerre-zerre (her şeyden), “ne de güzel efendimiz!” (sesini) duydum.] 4. Selam Der men bi-demî men zinde şevem [Sultânımsın, sultânımsın; cânımda, gönlümde imânımsın. Bana üflersen ben dirilirim. Bir cân da nedir? Yüz cânımsın.]
Kûteh ne-küned menzil-i mâ illâ hû
Hallî ne-küned müşkil-i mâ illâ hû
Bîgâne mî bâşem çünin bâ aşk ez dest-i fiten
Gerdan şüde ber cem‘ kadehhâ-yı atâyî
İn ten heme can şevk zi ihvân-ı safâyî
Bi-yâyîd bi-yâyîd ki gülzâr demîdest
Ve’d-duhâ handem serâser nüsha-i rûy-i şümâst
Çün nazar kerdem bi-dîdem tâ ki ebrû-yi şümâst
Bi-yâyîd bi-yâyîd ki gülzâr demîdest
Bîgâne mî bâşem çünin bâ aşk ez dest-i fiten
Ender dil ü can îmân-ı menî
Yek cân çi şeved sad cân-ı menî
Ey mutriban ey mutriban deff-i şümâ pür-zer künem
Bin’şin ki tâ bâz îsted çeşmem zi hun-pâlûdegî
Kulu olan kişiler hüsrev ü hâkân olur
Yoksul ise bay olur bay ise sultân olur
Ez hâce bi-pürsîd ki in hâne çi hânest
Ez zevk ne-dânist ü fülânest ü fülânest
Esrâr-ı nühüfte kibriyâ mî gûyed
Bî-nutk-ı zeban Hudâ Hudâ mî gûyed
Hel yukbelü özrü âşıkın kad telefâ
Mevlâye afallâhu afallâhu afâ
Bâz rehîdîm zi bâlâ vü pest
Bâz ber âmed zi can na‘ra-i heyhây-i aşk
K’ey dil-i bâlâ niger der kad-i bâlâ-yı aşk
Der efkened dem-i ô der hezâr ser sevdâ
Zi zerre zerre şinîdem ki ni‘me mevlânâ
Ender dil ü can îmân-ı menî
Yek cân çi şeved sad cân-ı menî
Çeviri: Yakup Şafak