BİRLİK VE BERABERLİK
13. BİRLİK VE BERABERLİK
Topluluktan bir an bile ayrılmak iyi bil ki şeytanın hilesinden ibarettir.
Sen dost ol da sayısız dost gör; fakat dost olmazsan dostsuz, yardımsız kala kalırsın.
Şeytan kurttur, sen de Yusuf’a benzersin. Ey temiz er, sakın Yakub’un eteğini bırakma!
Sürüden bir kuzu, yalnız başına bir yol tutup ayrıldı mı çoğu zaman bir kurt onu kapar, yer.
Sünneti ve topluluğu bırakan kişi, yırtıcı hayvanlarla dopdolu olan böyle bir yerde kendi kanını dökmez de ne yapar?
Sünnet yoldur, topluluk da yoldaşa benzer. Yolsuz, yoldaşsız oldun mu bu daracık yerde helâk oldun gitti!
Din yolu, her âdi tabiatlının gideceği yol değildir. Bu yüzden de tehlikelerle doludur.
Kervandan ayrılıp yalnız yol almaya kalkışan eşeğe o yol, yüz kere daha uzar, o derece yorulur.
Duvarların yardımı olmasa evler, ambarlar nereden meydana gelirdi?
Her duvar, birbirinden ayrı olsa tavan, havada nasıl olur da direksiz, dayaksız durur?
Allah, her cinsi eş yaratmıştır. Sonuçlar da topluluktan meydana gelmiştir.
Sözün özü şudur: Topluluğa dost ol; (eğer bulamıyorsan) put yapan gibi taştan bile olsa, kendine bir arkadaş bul!
Çünkü kervan halkının çokluğu, yol kesenlerin belini kırar, mızraklarını köreltir.
Şeytan, birisini kerem sahiplerinden ayırırsa onu kimsiz, kimsesiz bir hale kor; o halde de bulunca başını yer, mahvedip gider.
(II/2166, VI/498-502, 508, 514, 519, 520, 523, II/2150, 2151, 2165)
[divide style=”2″]