[B•İNİCİ KİM]
Süvâri: Ata binmiş kimse
İhtiyârî: Kendi isteğine bırakılmış
Her atı hatırlayan, at değil süvârîdir
At seçmek, süvârîye âit: ihtiyârîdir
Merhabâ ey!
Miracını aşka binerek yapan:
Hazîne budur çünkü Hak Dost sözüdür
Bütün sözler gece, bu gündüzüdür:
Nefisleriniz bineklerinizdir!
Yarın, toz bulutu kaybolup gözün keskin olduğunda anlarsın bindiğinin ne olduğunu. [Hazreti Pîr Mevlânâ]
Toz kalkınca görürsün! At mı merkep mi binek
Ölmeden özünü bul! Şeytana olma denek
İrâde Rûh’tan gelir! Zihnindir seçenek
İblîs, emreden benlik! Sen olma ona binek
Binici kim o vakit sordun mu hiç kendi kendine ey can?
Elbette benim!
Peki sen kimsin?
Hem sen nasıl büyüdün sen ey can! Yoksa hiç masal dinlemez misin? Senin canın, çocukluktan ata binip uçmaya alışık olsa gerek:
Yûnus öldü deyu salâ verirler
Ölen hayvân imiş âşıklar ölmez
Hayvan – Hayevân: Hayatı taşıyan, hayat sahibi… yâni ruhu taşıyan: beden
Sen’in bir ruhun yok. Çünkü “sen” zaten bir ruh’sun. Sen’in giyindiğin bir bedenin var.
Doğup ölmeyen o Rûh, bir bedeni ve bir psikolojiyi senden benden tecrübe ediyor, bütün mesele bu!
Nîce yıldır misâfirsin bu tende
Cehâlettir anı bilmez isen sende
Allah’ın o şekil ve surette görünmeyi murâd etmemesi o varlığın ölümüdür. Elbiseyi çıkaran, sıfatlarını terk ile zâtîyete varır, aslına döner!
Merhabâ ey!
Miracını halka inerek yapan:
Hoşgeldin aramıza…