BAYRAM OLSUN!
BAYRAM OLSUN!
Nihayet Rumi Ve Aşkın Terapi yola düştü. Yaklaşık 6 yıl önce yazıp kağıda döktüğüm kitap, 2 gün öncesi itibari ile yeni bir yayınevinde(Karatay Akademi Yayınları) yeniden basıldı ve dağıtımcılar vasıtası ile ulaşabildiği her yere ulaşmak maksadıyla yola revan oldu. Dostlar, bu yolculuk vesilesiyle, yola çıkanın niyazı olmalı diye niyaz hediye ettiler yolcumuza. Yeni baskının arka kapağındaki tanıtım yazısı şöyle:
“Bu kitap, masal diyene masaldır…Fakat bu kitapta halini gören, bu kitapla kendini anlayan kişi de erdir! Mesnevi , Nil ırmağının suyudur. Kıptiye kan görünür ama Musa kavmine sudur.”
İhtiyacınız olanı ararsınız. Ya da aratılan ihtiyacınızdır. Hem ihtiyacınız var hem de aramıyor ve tembellik ediyorsanız bu kez onu bulabileceğiniz mekanlara ,insanlara zorla yada size göre tesadüfen itilir ya da çekilirsiniz.
Anlaşılmak bir lükstür. İlişiklerse yaşamın vaz geçilmezi. Yaşamak zordur ve problemlerle baş edebilmeyi gerektirir. ”sıkıntı nimettir” der Hz. Mevlana. Şu an hangi sıkıntı sizi neye yöneltiyor? Neyi arayıp bulmanız gerekiyor?
Aşkın Terapi, yaşamı daha kola, huzurlu ve yaşanılır kılma yolculuğudur. Bu yolculuğun kılavuzu
Hz. Mevlana, kanatları da aşk’tır.
Ey bütün hastalıkların ilacı aşk sen şad ol…”
Artık sizler de niyazlarınızı esirgemezsiniz, yeni yolculuğunda eski yolcumuza.
Bizlerden bir farkı var mı? Her gün, her an yeni yolculuklar, yeni seferler değil mi yaşam da. Aynı beden fakat yeni farkındalıklarla, aynı gibi görünen yüzler ve fakat yeni ruhlarla her gün sefere çıkmıyor muyuz yeni yüzlere, yeni yerlere? Anlasınlar istemiyor muyuz yeni bizi? Başka anlasınlar istemiyor muyuz eski yüzlerimizin ardındakini?
Yolcu yolunda gerek. Yoldan kalmayan insanların serüvenidir asıl yaşam. Eski duraklarda yeni beklentiler ve yüzler nadirdir. Yeni duraklar, yeni menziller gerek. Hatta hiç oyalanmadan, hiç durmadan yol almak gerekir. Her menzil ve her durak uzak tutar asıl hedeften. Geciktirir. Eskide tutar. Paslandırır. Küf kokmaya başlarsınız. Yenilenip tazelenmenin yoludur yolculuk. Her an taze, her an diri, her an güzel kokuların yoludur yolculuk.
Yaşamı gurbetten evimize giden yol olarak tarif etmişyi Hz Pir. En hızlı gidenler en çok farkında olanlardır gurbetin. Gurbetin duygusu özlemdir. Asıl vatanını kim özlemez ki? Bir de mutlu mesut zamanları. Unutanlar geldikleri yeri özlemezler. Hep başka yerlerde, kucaklarda ararlar saadeti. Oyalanırlar. Oysa asıl vatanını ve oradaki saadetli zamanları hatırlayıp farkındalığına ulaşanlar özlemlerini aşkla kanatlandırıp durmadan olabildiğince hızla yol alırlar.
Yolculuğun ilk aşaması hatırlamak sonrası koşmaktır. Hatırlamak için de kılavuzlara ihtiyaç vardır. Kılavuz önderliğinde niyazla, taatle, çabayla başarılabilir hatırlama evresi. Zaten bir kez asıl vatanın hayali süslemeye başladı mı zihni, tutabilene aşk olsun ruhu. Ruh daracık kafesinden çıkıp özgür olabilmek için nasıl çırpınır? Nasıl titreşir? Nasıl koşuşturur?
Hatırlamak için fil gibi olmak gerekir der Hz Mevlana. Fil gibi büyük bir ruh olmak gerekir önce. Filin anavatanı Hindistan olduğu için Hindistan’a gitmek ister.
Hatırlamayı engellemek isteyen göz bağlayıcıları da unutmamak gerek elbet. Başta nefs. Şeytan. Şeytanlaşmışlar. Hepsinden yerin ve göğün ve arasındakilerin Yaratıcısına sığınarak çıkılmalı yola. Hep sığınmalı sonra. Hep dayanmalı O’na. O olmasa kim aydınlatır yolu. Kim engel olur engelleyicilere. Akılla fikirle nereye kadar ki? Akıl yola çıkıncaya kadar. Yolun başına ulaştırıncaya kadar. Sonra? Akıl Mustafa sav in önünde kurban edilmeli. Sonra Nuh’un gemisine binmek asıl akıllıca olan. Bu yolda yüzücülüğü bırakmak daha akıllıcası.
Niyazım odur ki: yolunda olalım. Yolunda yolcu olalım. Oyalanmadan, durmadan asıl vatana yol alalım. Nuh’un as gemisine binenlerden olalım. Süleyman’ın as ordusunda olanlardan. Musa’nın as izinde dalalım denize. Hz Muhammed Mustafa’nın sav burağıyla yol alalım. Dilimizde O olsun. Gönlümüzde O olsun. Bizden, yolumuzdan, yolculuklarımızdan razı olsun.
Ramazan hızlandırdı yolculuğu. Bayramlara ulaşalım. Yolumuzun sonu bayram olsun.
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.