AKIL VE ÜSTÜNLÜĞÜ
4. AKIL VE ÜSTÜNLÜĞÜ
Akıl diyarında nice âlemler vardır! Bu akıl denizi ne kadar engindir!
İnsan akılla (adam) olur; saçı sakalı ağarmakla değil! O talihe, o devlete ümit kılı sığmaz; o devlet, umutla ricayla bulunmaz.
Gemsiz ve serkeş ata pek yaklaşma. Kendine aklı ve dini kılavuz et, onlara uy vesselâm!
Peygamber: “Kim ahmaksa düşmanımızdır; yol kesen gulyabanidir.
Akıllıysa canımızdır; ondan gelen serin esinti, bize fesleğen gibidir” buyurmuştur.
İsa (a.s.) “Ahmaklık, Allah kahrıdır.” buyurmuştur. Hastalık, körlük, kahır değildir; bir iptilâdır.
İptilâ, acınacak bir illettir, ona kul da acır, Allah da. Fakat ahmaklık, öyle bir illettir ki, ahmağa da zarar verir, onunla konuşana da!
Bil ki Hak sana bir akıl cilası vermiştir… Onunla gönül yaprağı arınır, aydınlanır.
Akıl vardır, güneş gibi… Bazı akıllar ise, Zühre yıldızından da aşağıdır, yıldız akmasından da.
Akıl ve gönüller, şüphe yok ki arşa mensuptur, hicap içinde olarak arş nurundan doğarlar.
Güneş gibi nurlar saçan bir akıl lâzım ki, doğrudan başka bir suretle kılıç vurmasın.
Kâmil bir aklı, aklına arkadaş et de aklın, o kötü huydan vazgeçsin.
Yeşilliklerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe bir an içindir. Fakat akıldan meydana gelen gül bahçesi, daimi olarak yeşildir, güzeldir, hoştur.
(I/1109, III/2280, IV/465, 1947, 1948, III/2592, 2593, IV/2475, V/460, 619, 658, V/738, VI/4649)
[divide style=”2″]