Hüseyin Saadeddin Arel

huseyin_saadeddin_arelEn büyük müzikologlarımızdan biri olan Hüseyin Sadettin Arel 18 Aralık 1880 tarihinde İstanbul’un Vefa semtinde doğdu.Anadolu kadıaskerlerinden müderris Mehmed Emin Efendi’nin altıncı çocuğudur.Annesi Fatma Zekiye Hanım’dırİlk öğrenimini Vefa’da Taşmektep,Şemsülmaarif ve Nümune-i Terakki okullarında tamamladıktan sonra 1886 yılında ailesi ile İzmir’e göçetti. Babası şer-i hükümlerine ters düşen bir emri dinlemediği için İzmir naipliğine tayin olmuştu. İzmir’de Fransız kolejini bitirdikten sonra yüksek öğrenimi için İstanbul’a geldi.Bir yandan medreselerde okuyarak “icazet” alırken, diğer yandan “Hukuk Mektebi” ne devam ediyordu.Üstün başarı ile 4 Eylül11206 tarihinde buradan mezun oldu ve kendisine “üstün başarı madalyası” verildi.Özel öğretmenlerden aldığı derslerle yabancı dilini ilerletti.İyi derecede Arapça,Farsça,Almanca,Fransızca,İngilizce; anlayabilecek kadar da İtalyanca, İspanyolca, Latince, Rumca,Eski Yunanca, Ermenice, hatta Flamanca ve Slavca’yı öğrendi.

O zamanın anlayışına göre öğrenciler devlet dairesinde görev aldıklarında Arel de memuriyete onbeş yaşında İzmir’de bulunduğu sırada “Vilayet Mektubi Kalemi”nde başladı.

İstanbul’a geldikten sonra 11201 de Adliye Nezaretine tercüman olarak girdi.Aynı nezarette şifre müdürlüğü, 11209 da “Ticaret-i Bahriye Mahkemesi” üyeliği, 1911 de ceza işleri müdürlüğü yaptı ve bir yıl sonra istifa ederek ayrıldı. 1910 da Washington’da toplanan uluslar arası hukuk kongresine ülkemizi temsilen katıldı.Bu münasebetle orada bazı incelemelerde bulundu, tebliğler ve konferanslar verdi.

Adliye Nezaretinde çalıştığı yıllarda, eski sadrazamlardan ve Adliye Nazırı Abdurrahman Nureddin Paşa’nın kızı Pakize Hanım’la evlenmiş, bu evlilikten tek çocuğu olan kızı Naciye doğmuştur.

1913 yılında Danıştay’da maliye ve bayındırlık üyeliklerinde bulundu.1914 de Tapu ve Kadastro genel müdürlüğüne, aynı yıl içinde “Tanzimat Dairesi Reisliği”ne getirildi.Bu daire 1918 yılında kapatılınca görevinden ayrıldı ve bir daha resmi görev almadı.Mütareke yıllarında Amerika’ya giderek 1923 yılına kadar orada yaşadı.Amerika’dan döndükten sonra bir büro açarak İzmir’e yerleşti ve avukatlık yaptı.Beş yıl serbest çalıştıktan sonra 1928 yılında İstanbul’a nakletti.Bir ara “Adliye Vekaleti Ahkam-ı Şahsiye Komisyonu”na başkanlık etti ve Tapu-Kadastro yasasının çıkarılmasına yardımcı oldu.Son zamanlarına kadar avukatlık mesleğini bırakmadı. İstanbul’da 6 Mayıs 1955 tarihinde, Bomonti’deki evinde “Siroz” hastalığından hayata gözlerini yumdu.

Musiki Öğrenimi

Müzik çalışmalarına on yaşında başladı.İlk olarak Udi Şekerci Cemil Bey’den ud ve nazariyat dersleri aldı. Bu ilk adımdan sonra kişisel çabası ile bilgisini derinleştirdi.Başta Türk Musikisi olmak üzere bütün dünya musikileri hakkında yazılmış olan eserleri topladı. Çok yabancı dil bilmesi sebebi ile her türlü kaynaktan nazari bilgilerini güçlendirdi.Nazari çalışmalarının yanı sıra ud, ney, keman, kemençe, tanbur, viyola, viyolonsel, özellikle piano çalmasını öğrendi. 11207-11209 yılları arasında Edgar Manas’tan armoni, kontrpuan ve füg öğrendi.Kompozisyon, orkestrasyon ve enstrümantasyon bilgilerini kendi gayreti ile elde etti.

Koleksiyonculuğu ve yayımcılığı

Arel büyük fedakarlıklarla iki kez kütüphane kurdu.Bunlardan ilki kayınbabası Abdurrahma Nurettin Paşa’nın konağında oturduğu yıllarda, İstanbul’un işgali sırasında Fransızlar tarafından kasten yakıldı. Bu yangında pek çok nadir yazmalar, koleksiyonlar ve değerli kitaplar yok oldu. İkinci olarak kitap toplamaya İzmir’de başladı; yeni kütüphanesini Bomonti’deki evinde kurdu.Bir çok yerli ve yabancı kitabı bir araya getirdi.Bunlar arasında Türk Musikisi açısından büyük değer taşıyan yazma eserler, fotokopiler, filimler bulunuyor.

Bir ömür boyu maddi ve manevi fedakarlıklarla topladığı, bilenlerden bizzat notaya aldığı koleksiyonu özellikle önemlidir. Bu koleksiyona Dr.Suphi Ezgi’nin topladığı eserler de katılmıştı.Sadece Türk Musikisi ile ilgili eserlerle sınırlı kalmamış, bütün dünya musikileri için önemli belgeleri biriktirmişti.

Sadeddin Arel, 11208 yılından başlayarak on beş gün içinde bir olmak üzere “Şehbal” adında bir kültür ve magazin dergisi çıkardı. Matrisleri İtalya’da hazırlanan bu dergi, o yıllardaki yayınlara göre, gerek baskı ve gerekse kalite yönünden üstün nitelikte idi. Ancak yüz sayı çıkabilen Şehbal, İstanbul’un işgali sırasında idare binası yanarak koleksiyonu ve belgeleri mahvoldu. Bu dergi musikimiz hakkında araştırma yapacaklar için en önemli kaynaklardan biridir. 1939 yılında İsmail Hami Danişmend’le çıkarmış olduğu “Türklük” dergisi ancak on beş sayı çıkabildi.Bu dergide yayınlanan “Türk Musikisi Kimindir?” başlığı altındaki seri makaleleri sonradan kitap haline getirilmişitr. 1948 yılında çıkmaya başlayan “Musiki Mecmuası” son yayın organıdır.Başta bu dergiler olmak üzere çeşitli dergi ve gazetelerde çok sayıda makale, inceleme ve araştırma yazıları yayınlamıştır. Kütüphanesinin tamamına yakın bir bölümü ölümünden sonra “Türkiye Enstitüsü” ne hibe edildi.

Musiki Hocalığı

Musiki öğrenmek isteyen herkese evinin kapısı açık olan bu büyük insan, hiçbir karşılık beklemeden bir ömür boyu önceleri haftada iki gün, sonraları yalnız cumartesi günleri evinde akademik musiki toplantıları yapardı. Hatta başlangıçta bu toplantılar yemekli olarak yapılırdı. İzmir’de bulunduğu yıllarda, İstanbul’a naklettikten sonra da, ölünceye kadar bu gelenek devam etti.Türk Musikisi alanında yetişmiş, isim yapmış pek çok sanatkar, Arel’in akademik toplantılarından yararlanarak yetişmiş denebilir. Ayrıca evi çağının ilim ve sanat adamlarının da uğrak yeri olmuştur.

Engin musiki bilgisi be genel kültürü kendisinin kısa zamanda çevresinde ve İstanbul’da tanınmasına yardımcı olmuş, özel musiki okullarında ders verme teklifleri yağmış, daha 1916 yılında Darüttalim-i Musiki’de ders vermeye başlamıştı. Olağanüstü bir yetki ve beş yıllık bir anlaşma ile 1943 yılında İstanbul Konservatuarı’nın başına getirildi.1948 yılında süresi dolunca yenilemek istemedi; burada ayrıldıktan sonra “İleri Türk Musikisi Konservatuarı” nı kurdu ve bu okulun yayın organı olan “Musiki Mecmuası”nı çıkartmaya başladı. Arel’in bu yönlerini değerli öğrencisi Ercüment Berker şu haklı görüşlerle değerlendiriyor; “…Müzikolog H.Sadeddin Arel, ulusal kültürün soylu ve güçlü değeri olan , ancak yüzyıllar boyunca dar bir çevre içinde ustadan çırağa geçen , gizli bir fen ve sanat halinde kıskançlıkla gizlenen Türk muzikolojisini çağdaş metodolojiye göre düzenleyip -kendi deyimiyle- işporta mataı halinde isteyenin yararına sundu. Böylece, Türk Musikisi’nin yaygın eğitimini ve Türk Musikisi’nin yaygın eğitimini ve Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nın kurulması olanağını hazırlıyordu…”

Türk Musikisi hakkındaki görüşleri 

Bu görüşlerin tümünü burada özetlemek olanağımız yok.Kısa paragraflarla bazılarına değinmeye çalışacağız. Türk ve Batı musikilerini iyi bilen Arel hakkında, ülkemizin Batı Musikisi mensupları da olumlu fikirler ileri sürmüşlerdir.Bu görüşler, “Türk Musikisinin çok seslilikte büyük değerler kazanacağına inanan ve bu yolda çaba gösteren bir bilgin” olduğu noktasında birleşir. Musikimizi derinlemesine bilen ve bu sanata aşık bir bilgenin şu samimi sözlerini her Türk Musikisi aşığı ve her Türk çocuğunun ibretle okuması gerekir.

“…Türk Musikisi, onun değerini anlayabilecek kimselere hayranlık telkin edebilecek kadar muhteşemdir.”

“…Hayatımda Türk Musikisi’ne sarfettiğim zamanın birkaç mislini Batı Musikisine sarfetmiş olduğum ve bu musikinin şaheserleriyle vecde geldiğim halde, bir türlü Türk Musikisi aşkından kendimi alamayışım, belki kısmen milli meylimdendir; lakin mutlaka ziyade Türk Musikisi’nin bünyesinde gördüğüm olağanüstü inkişaf kabiliyetindendir.”

“…Realite şudur ki, Batı Musikisi’nin bir bestekara temin ettiği klasik, romantik, modern, polifonik veya monodikle muhakkak veya muhayyel ne kadar vasıta varsa, hepsinin en az on misli, evet on misli Türk Musikisi’nin içinde yatıyor”

“…Batı Musikisinde duygumuzu ve idrakimizi kamaştıracak kadar harikalar vücuda getiren dehaların , o musikiden en az on kere daha zengin imkan ve vasıtalarla dolu bir sahada neler yapabileceklerini düşünen her akıllı kimse gibi, (Batı Musikisi’ni sevdiğim için Türk Musikisi’ni severim) diyecektir.”

“…Garp’tan almaya muhtaç olduğumuz teknik sekiz ilimden ibarettir. Fakat her Türk bestekarı bütün bu ilimlerden başka bir de kendi musikisini bilmeye muhtaçtır. Ta ki yazacağı eserler Garp taklidi olmaktan kurtulacak, vazıh bir milli damgayı hamil bulunabilsin.”

Bu görüşlerin ışığında ortaya çıkan genel kanıya tercüman olan ortak görüşü yine Ercümend Berker dile getirmiş: “…H.Sadeddin Arel çağına sığmayan dehası, Türk musikisinin makam, usul ve form olanaklarını başka hiçbir bestecide görülmeyen genişlikte kullanması, ulusal ve evrensel musikiyi kavrayan geniş ufku ve yorulmak bilmez büyük çalışma gücüyle Türk Musikisi’nin altıncı ve son dönemi olan reform dönemini başlatan besteci olmuştur”

Türk Musikisine getirdiği yenilikler

Musikimizin tonal sisteminin XIX.yüzyıl sonuna kadar doğru dürüst araştırılmadığını, eski “Edvar” kitaplarının incelenmediğini, bu yönünü ilk olarak ele alan ve ayrıntılı yayınlar yapan kişinin büyük müzikoloğumuz Rauf Yekta Bey’in başlattığı bilimsel çalışmaları daha ileri bir düzeye götüren ve sağlam temellere oturtan da Arel olmuştur. Dr.Suphi Ezgi ve Salih Murad Uzdilek’le yorucu araştırmalardan sonra, musikimizin akustiğini, tamamına yakın bir biçimde açıklamasının yapmıştır. Böylece yirmidört eşit olmayan aralığın varlığı ispatlanmış ve bu görüşün bilimsel dayanakları belirlenmiştir. Bugünkü görüşlere göre eğer bu sistemin eksik yönleri varsa, müzikoloji ile uğraşanların eleştiri yerine bu eksik yönleri tamamlamaları gerekir.

Batı notası tam olarak Sultan II.Mahmud döneminde ülkemizde yaygınlaşmışsa da, Hamparsum notasının yerini tutmamıştır.O <br />zamanki görüşler bu nota ile Türk Musikisi eserlerinin yazılamayacağı merkezideydi. Arel, arkadaşlarıyla donanım işaretlerini bularak bu sorunu da çözüme bağlamıştır. Batı musikisi terminolojisinin bizim musikimizin ihtiyacını karşılamadığını görmüş, kendi ses yapımız ve icra özelliğimize göre bir Türk musikisi terminolojisi ortaya koymuştu. Bugün kullanılan bu sözcüklerin pek çoğu Arel’e aittir.

Arel, Türk Musikisi’nde çok sesliliğe taraftardı; ancak, bu çok seslilik kendi tonal sistemimizin gereğine göre yapılmalıydı. Bu düşüncelerini sırası geldikçe söylemiş ve nitekim eserlerinin içinde önemli bir sayıya ulaşan çok sesli besteleri bu esasa göre bestelemiştir. Beş tür kemençe ile bir “Kemençe Ailesi” fikrini ortaya atması bu düşünceden kaynaklanmıştır. Bu düşünce başarı ile uygulanmış, dönemin ünlü sanatkarları tarafından bu sazlar denenerek, bu yoldaki besteler icra edilmiştir.Bu büyük insanın açtığı çığır kendinden sonra geliştirilmemiş, yapılmış olanların tekrarından ibaret kalmıştır.

Eserleri

Verimli bir bestekar olan Arel, bir ömür boyu Batı ve Türk Musikisi dalında iki bin kadar eser ortaya koymuştur.Ercüment Berker’in verdiği listeye göre bu eserlerin sayısı ve türü şöyledir; 51 Mevlevi Ayini, 108 Durak, 87 İlahi, 13 Ney taksimi bestesi, 24 Peşrev, 28 Konser Saz semaisi, 80 Saz semaisi, 42 Oyun havası, 20 Dramatik saz eseri, Tanbur ve Viyolonsel için 8 taksim, 11 köçekçe, Beste ve Semai gibi büyük formlarda 7 sözlü eser, 51 Gazel, 3 Gazelli taksim, 2 Marş, 104 Şarkı, Oda müziği ve koral, Altılama, Üçleme, İkileme olarak toplam 71 çoksesli eser. Bunlardan başka Türk Musikisi nazariyatı dersleri, Armoni dersleri, Kontrpuan dersleri, Füg dersleri, Prozodi dersleri, Türk musikisi ileri solfej dersleri, Eski Musiki Tarihi (Başlangıç), Türk Musikisi Kimindir?, Çeşitli makaleleri ve Kantemiroğlu’nun Edvar’ının yayını sayılabilir. Batı musikisi notları basılmamıştır.

   Acemaşiran-Ah hemişe bülbülün gülşende feryadı
   Acemaşiran-Gazel-Benim kim bir lebi handab için
   Acemaşiran-Gazel-Olsada hamiş lali
   Acemaşiran-İlahi
   Acemaşiran-Oyun havası
   Acemaşiran-Pesrev
   Acemkürdi-Durak-Ey derde derman isteyen
   Anberefsan-Saz Semaisi
   Arazbarbuselik-Saz Semaisi
   Aşkefza-Durak-Düştüm yine derde
   Aşkefza-Durak-La ilahi kasırım şükründe
   Aşjefza-Peşrev
   Aşkefza-Saz Eseri
   Aşkefza-Saz Semaisi 1
   Aşkefza-Saz Semaisi 2
   Bayati-Ah derunumda olan halet
   Bayati-Ben onu ben çok severdim
   Bayati-Durak-Buyruk senin ferman senin
   Bayati-Gazel-Demişler goncaya
   Bayati-Gazel-Mestinazım kim büyüttü
   Bayati-Hangi ahuya tutuldum ise nalan oldum
   Bayati-Mücessem ruhsun timsali ansın yamansın
   Bayati-Muradın anlarız ol gamzenin
   Bayati-Peşrev-Karabatak
   Bayati-Terkeyledi hicabı güzelim
   Beste-İsfahan-Durak-Cana ne görünür
   Beste-İsfahan-İlahi
   Bestenigar-Durak-Biz ol uşşakı serbazız
   Bestenigar-Durak-Her kimin kalbinde dost
   Bestenigar-Şebi tenhada derler kuh ider hu
   Besteniga-Ya ilahi sana geldik bizi mahzun eyleme
   Buselik-Aşiran-Peşrev
   Buselik-Benim aklımı çelen bir çift yeşil göz oldu
   Buselik-Bilmem bu gönülle ben nasıl yaşayacağım
   Buselik-Çok güzelsin hüsnü anın mahısın
   Buselik-Dil hanesi miratı hak sırrı cemaullahı gör
   Buselik-Durak-Canu dilde aşkı mihman eyleyen
   Buselik-Durak-Senin aşıkların kılmaz nazar
   Buselik-Ey gözleri lacivert bak bir lahza bu yana
   Buselik-Gazel-Derdi aşkın define
   Buselik-Gül sevdiceğim güller açılsın yanağında
   Buselik-Halime bir bak da insaf eyle biraz
   Buselik-Mavi bir göz beni attı bu derin sevdaya
   Buselik-Oyun Havası
   Buselik-Ya vasi al mağfiret hafime senden meded
   Buselik Aşiran-Saz Eseri
   Çargah-Çok güzelsin hüsnü anın mahısın
   Çargah-Dilerim buse olup dudağında
   Çargah-Dolsun dile nurun aç nikabın
   Çargah-Kahkahan aks eder bezme ne olur
   Çargah-Oyun Havası
   Çargah-Sabahı ömrümü bir bir getirdi aklıma
   Çargah-Sanma cevrin güzelim gönlümü yıktı
   Çargah-Selam sana ey sevgili
   Çargah-Tar ı kalbim inliyor vurdukça nigar
   Çargah-Yüzlerce arkandan ağlayan gence hiyanet ettin
   Dilkeşhaveran-Durak-Mirati dilinden
   Dilkeşhaveran-Ey hoş ol mest ki bilmez gam ı alem ne imiş
   Dilkeşhaveran-Saz Semaisi
   Evcara-Dil hanesi pür nur olur
   Evcara-Durak-Aşıkın gitmez dilinden
   Evcara-Peşrev
   Evcara-Saz Semaisi 1
   Evcara-Saz Semaisi 2
   Evcara-Saz Semaisi 3
   Evcara-Saz Semaisi 4
   Eviç-Durak-Derd hakka talip
   Eviç-Durak-Gel ey badı saba
   Eviç-Durak-Vuslat gibi nimet mi olur
   Eviç-Gazeli mihri felek dağdarım oldu
   Eviç-Sünbül sünbül i zülfün gibi muskin değil
   Eviç-Peşrev
   Eviç-Saz Semaisi
   Ferahfeza-Bir şeker hand ile
   Ferahfeza-Durak-Eye alemlerin şahı
   Ferahfeza-Durak-Mail olma dünyaya
   Ferahfeza-Gazel-Ben olsam bir de mutrib
   Ferahfeza-Gel vücudun perdesin kaldır
   Ferahnak-Durak-Mevlam ver aşkını bana
   Ferahnak-Oyun Havası
   Ferahnak-Saz Eseri keman tanbur için
   Ferahnak-Saz Eseri
   Ferahnak-Saz Semaisi
   Ferahnuma-Ben inandım gonul lutfeyle sen de inan
   Ferahnuma-Benden ey masukan enzarın girizan olmasın
   Ferahnuma-Derdimi ummana döktüm asumana inledim
   Ferahnuma-Dudağından bana tattırmadı vuslat tadını
   Ferahnuma-Durak-Aşk ile nuş eyleyen
   Ferahnuma-Ey sevgilim olmasın sakın gamın edefin
   Ferahnuma-Gazel-Busi lalin söyle sirab ı zulal eyler beni
   Ferahnuma-Güzel kız fidan oldun ben oldum sarmaşığın
   Ferahnuma-Oyun Havası
   Ferahnuma-Peşrev
   Ferahnuma-Renci hatır vermesin feryadu efganlar sana
   Ferahnuma-Saz Semaisi
   Ferahnuma-Sevmemiş bir sevdiğim var anlamaz sevda nedir
   Heftgah-cana meylin var ise hükmeyle teslim eyleyeyim
   Heftgah-Durak-Kalmışız deryayı gaflet içre
   Hicaz-Aşkı yare duş olaldan
   Hicaz-Ben harabat ehliyem yoktur kararım
   Hicaz-Bir pembe gül adadım bugün şeyda bülbüle
   Hicaz-Birkaç gündür gönlümde bir hesabın var
   Hicaz-Dil hanesi mirat ı hak sırrı cemaullahı gör
   Hicaz-Durak-Aşkınla olsa bu ten
   Hicaz-Durak-Bülbüli surideyim gülden nasibim var
   Hicaz-Durak-Ey can gözün açabilsem
   Hicaz-Durak-Kim ki aşkın darına berdar olur
   Hicaz-Durak-Nedir bu katralarda
   Hicaz-Ey gönül aşka çevir gel yüzünü
   Hicaz-Gazel-Canımın cevheri ol lali şekerbare feda
   Hicaz-Heml i meryemle mesihin doğuşun kıl iman
   Hicaz Hümayun-Saz Eseri
   Hicaz-Oyun Havası
   Hicaz-Oyun Havası-Bir peri masalı
   Hicaz-Oyun Havası-Oyuncu kız
   Hicaz-Saz Eseri
   Hicaz-Saz Semaisi
   Hicaz-Sinede bir lahza aram eyle
   Hicaz-Vesvese i tengüzeşt gül güle canserid
   Hicaz-Yeter ağlattı firakın bu dili bimari
   Hicazkar-Durak
   Hicazkar-Gazel
   Hicazkar-Oyun Havası
   Hisarbuselik-Durak
   Hisarbuselik-Durak-Deldi bağrım
   Hisarbuselik-Durak-Fer almış
   Hisarbuselik-Durak-Mevlam senin
   Hisarbuselik-Gazel
   Hisarbuselik-Oyun Havası
   Hisarbuselik-Peşrev
   Hisarbuselik-Saz Semaisi
   Hüseyni-Bahtı dün etti beni pek bi karar
   Huseyni-Çeşmi kafir dini islam olsa da mani değil
   Huseyni-Durak-Cümle ağzadan
   Hüseyni-Durak-Nefse uyup rahi hakdan
   Hüseyni-Gazel-Şifayı vasl kadrin
   Hüseyni-Hem aşkım hem ümüdim hem de neşemsin
   Hüseyni-Her turresinde bin şikenci dilrubası var
   Hüseyni-Oyun Havası-Düğün Evinde
   Hüseyin-Oyun Havası-Hoplantı
   Hüseyni-Oyun Havası-Kına Gecesi
   Hüseyni-Saz Semaisi
   Hüzzam-Ben mesti canan olmuşum
   Hüzzam-Benim maksudum alem de değildir
   Hüzzam-Durak-Hüdaya kesti i cürm
   Hüzzam-Gazel-Her gören aybetti
   Hüzzam ı Cedid i Durak
   Hüzzam ı Cedid i İlahi
   Hüzzam-İlahi-Aleminsin Hakteala
   Hüzzam-İlahi-Murg i dil pervaz edip
   Hüzzam-Saz Semaisi
   Irak-Durak
   Irak-İlahi
   Irak-İlahi-Murg i dil gervas edip
   Isfahan-Durak
   Isfahan-Durak-Tecelliyle dolu alem
   Isfahan-Durak-Vechi yare duş olan
   Karcığar-Durak-Ben sanırdım alem içre
   Karcığar-Gazel
   Karcığar-Gül sevdiceğim gül yüzünün gülleri açsın
   Karcığar-Oyun Havası
   Karcığar-Oyun Havası-Köy düğünü
   Karcığar-Pek güzeldir gönül kapar
   Karcığar-Saz Eseri
   Karcığar-Sen durup baktında bir an sanki can verdin bana
   Kürdi-Durak
   Kürdi-Durak-Düştü cane
   Kürdi-Gazel
   Kürdi-Mahvolup gitti ümidim
   Kürdi-Saz Eseri
   Kürdi-Tari kalbim inliyor mızrabı vurdukça nigar
   Kürdilihicazkar-Bunca cevrinle gönül ülkesi virane olur
   Kürdilihicazkar-Durak
   Kürdilihicazkar-Gazel
   Kürdilihicazkar-Gazel-Gerdani safu beyaz
   Kürdilihicazkar-Gazel-Kıldı zülfün tek perişan
   Kürdilihicazkar-Gazel-Saba ağyardan pinhan
   Kürdilihicazkar-Gazel-Seni gördüm hep
   Kürdilihicazkar-Gazel-Serv eder
   Kürdilihicazkar-Gazel-Su verenler naz ile
   Kürdilihicazkar-İlahi
   Kürdilihicazkar-İnce bir bulut gibi siyah ipek gecesi
   Kürdilihicazkar-Ne cansın fitnei ahir zamansın
   Kürdilihicazkar-Oyun Havası
   Kürdilihicazkar-Sar kollarını boynuma bir yosma civanın
   Kürdilihicazkar-Saz Semaisi
   Kürdilihicazkar-Sen kim geldiğin bilmişti
   Kürdilihicazkar-Serapa hüsnü ansın dil sitansın
   Lalegül-Durak
   Mahurbuselik-Saz Semaisi
   Mars-Asker Şarkısı
   Muhayyer-Gazel
   Muhayyer-Gazel-Ey kameri talat
   Muhayyer-Gazel-Geçip gitmekte ömrüm
   Müstear-Durak
   Müstear-İlahi
   Neva-Durak
   Neva-Ey şehi hubanım
   Neva-Gazel
   Neva-İlahi
   Nevabuselik-Saz Semaisi
   Neveser-Durak
   Neveser-Gazel
   Neveser-İlahi
   Nihavend-Durak
   Nihavend-Durak-Genci aşkı ister isen
   Nihavend-Durak-Merdi meydanı hüdanın
   Nihavent-Mini mini peşrev
   Nihavend-Saz Eseri
   Nikriz-Acep niçin bağrın yaslı
   Nikriz-Ayin i Şerif
   Nikriz-Durak-Ben dost hevasına düştüm
   Nikriz-Durak-Ey gafil uyan
   Nikriz-Durak-İşimiz suph u mesa
   Nikriz-Durak-Ya ilahi
   Nikriz-Gazel
   Nikriz-Hani aşkın deme maziyi bırak dinletme
   Nikriz-İlk görüşte ceşmi mestinle
   Nikriz-Peşrev
   Nikriz-Saz Semaisi 1
   Nikriz-Saz Semaisi 2
   Nişabur-Durak uyan gafletten
   Nişabur-İlahi
   Nişabur-İlahi-Alude olup
   Nişaburek-Durak
   Nişaburek-Durak-Sevh ile olduysa günah
   Nişaburek-İştiyakın mümkün değil sönmüyor
   Nişaburek-Marş
   Nişaburek-Saz Semaisi
   Nişaburek-Zevki sevda duymadın
   Pençgah-Durak
   Rahatfeza-Durak
   Rahatfeza-Saz Semaisi
   Rahatülervah-Durak
   Rast-Bayrak Marşı
   Rast-Durak-Cümle alem aşina
   Rengidil-Durak
   Rengidil-Durak-Gönül hayran
   Rengidil-Gazel
   Revaknüma-Durak
   Revakmüma-Gazel
   Ruhnevaz-Durak
   Ruhnevaz-Saz Semaisi
   Ruy-i Irak-Durak
   Ruy-i Irak-İlahi
   Saba-Durak
   Saba-Gazel
   Saba-İlahi
   Saba Zemzeme-Durak
   Saba Zemzeme-Durak-Perişan eyledim
   Saz Eseri-İkileme
   Sedaraban-Durak
   Sedaraban-Gördüm seni sevdim
   Sedaraban-Gözlerinden hıfz için aşıkları
   Sedaraban-Hicranımı paymanei lalinde bıraksam
   Sedaraban-Oyun Havası
   Sedaraban-Saz Eseri
   Segah-Durak
   Segah-Durak-Taşdı rahmet
   Segah-Durak-Zahida dem urma
   Segah-İlahi
   Segah-Saz Semaisi
   Şehnaz-Durak
   Şehnaz-Saz Eseri
   Şerefnuma-Durak
   Şevkefza-Durak
   Sevkefza-Durak-Mesti aşkız
   Şevkefza-Durak-Tiyneti ademde
   Şevkefza-Gazel
   Şevkefza-İlahi
   Şevkefza-Mahvetti beni bir saçı zerafet
   Şivenuma-Durak
   Şivenuma-İlahi
   Şivenuma-İlahi-Katre-i aşkı hüda
   Sultan-i Irak-Durak
   Sultan-i Irak-Olmayacak senden
   Sultan-i Irak-Gazel
   Sultaniyegah-Durak
   Sultaniyegah-Durak-İçmeyin lalin şarabın
   Sultaniyegah-Durak-Varımı ben dosta verdim
   Sultaniyegah-Gazel
   Sultaniyegah-Gel hele bir kerrecik seyret
   Sultaniyegah-Güzelliğin ufkunda açılmışsın engine
   Sultaniyegah-Oyun Havası
   Sultaniyegah-Saz Semaisi 1
   Sultaniyegah-Saz Semaisi 2
   Suzidil-Durak
   Suzidil-Hazeran aşıkın var
   Suzidil-Oyun Havası
   Suzidil-Saz Eseri-Hoplantı
   Suzidil-Saz Semaisi
   Suzinak-Durak
   Suzinak-Durak-Ehli derdin
   Suzinak-Durak-Hakka teslim
   Suzinak-Gazel-Ey melek
   Suzinak-Gazel-Kıldı zülfün
   Tahir-Bir çöl gibi ıssız
   Tahir-Oyun Havası
   Tahir-Saz Semaisi
   Tahir-Yine bir aşkı emel
   Uşşak-Bir cami safa
   Uşşak-Bir ceylan bakışla vuruldum
   Uşşak-Dil lebinden şarabı neb ister
   Uşşak-Durak-Çünkü bildin
   Uşşak-Durak-Derdi aşkı düşmeyince
   Uşşak-Durak-Geçeyim can ile tenden
   Uşşak-Ey hasta gönül
   Uşşak-Gazel
   Uşşak-Gazel-Aşiyanı murgi-i dil
   Uşşak-Gazel-Aşka düştüm
   Uşşak-İlahi
   Uşşak-İlahi-Dünyaya gönül verme
   Uşşak-Nur görsün gözlerin aç sineni
   Uşşak-Oyun Havasi
   Uşşak-Peşrev
   Uşşak Peşrev-İşveler
   Uşşak-Saz Semaisi
   Uşşak-Seni gördüm hep üzüntüyle
   Uşşak-Yakın gel kaçma ey şuh-i cihan
   Yegah-Dilerim buse olup kamağı her an dudağında
   Yegah-Durak
   Yegah-Durak-Mest oldum
   Yegah-Durak-Nuş ed elden
   Yegah-Durak-Söylemem razı