MEVLANA TEFEKKÜRÜ

A+
A-

MEVLANA TEFEKKÜRÜNÜN GÜNÜMÜZE ETKİLERİ

Ölümünün üzerinden 751 yıl geçmesine rağmen Mevlana unutulmamış, felsefesi kaybolmamıştır. Günümüzde, Mevlana’nın görüşlerini temel alarak kurulan Mevleviliğe tüm dünyada gönül veren insanlar vardır. Her yıl, Türkiye‘ de birçok ülkeden katılımcıyla Mevlana günü düzenlenmekte, O’ nun felsefesi ve eserleri tartışılmaktadır.

Mevlana ölümünden sonra da insanları etkilemeye devam etmiştir. Bugün, Mevlana hakkında yazılmış binlerce kitap, makale ve araştırma vardır. Günümüzün en gelişmiş iletişim sistemi olan internette Mevlana hakkında on binden fazla kaynak bulunmaktadır. Bütün bunlar, Mevlana’ nın düşüncelerinin günümüzde de geçerliliğini koruduğunun kanıtıdır. Mevlana’ nın unutulmamış olmasının en önemli nedenleri, düşüncelerinin evrensel olması ve düşüncelerini şiir yoluyla usta bir biçimde sunmasıdır.

Mevlana’nın felsefesi günümüzde de artan bir önemle varlığını sürdürmektedir. Ne yazık ki, geçen sekiz yüzyıl sonunda savaşlar ve kavgalar son bulmamış, Mevlana’nın sevgi ve hoşgörüyle son vermek istediği kin ve nefret varlığını sürdürmüştür. Bugün dünyamızın birçok yerinde var olan ve insanlığı etkileyen ırkçılığa, şiddet ve hoşgörüsüzlüğe karşı; Mevlana’nın hoşgörülü ve barışçı felsefesi benimsenirse, evrensel barış bizlere çok uzak olmayacaktır.

Özellikle, terör ve savaşın yoğun bir şekilde hissedildiği şu günlerde Mevlana düşüncesinin önemi daha çok ortaya çıkmaktadır. Mevlana’nın çok önem verdiği ve tutkuyla bağlandığı insanlar, hala bu sevgiyi ve hoşgörüyü anlayamamış, kendi hayatlarına uygulayamamışlardır. Bu sebeple Mevlana felsefesinin tüm dünyaya tanıtımı ayrı bir önem kazanmıştır. Günümüzde artık insanların farklılıklarına hoşgörüyle bakabilmeyi ve birbirlerini sevebilmeyi öğrenmeleri gerekmektedir. Bunun için de Anadolu irfanında Mevlana düşüncesi yaygınlaşmalıdır.

Mevlana ve felsefesi, bugün onu sevenlerin kalplerinde varlığını sürdürmektedir. Zaten kendidisi de bunun farkındadır:

“ Mezarımızı yerde aramayınız, bizim mezarımız bizi sevenlerin gönlündedir.” Der.

Mevlana, tefekkür dünyasını insan üzerine kurmuştur. Bunun için insanı yücelikten çıkartıp, cüceleştiren, insanı kâmillikten ayırıp, en sefil duruma düşüren hususlara ağırlık verir. Bu bakımdan insan tefekkürü içinde; aklı kullanmak, en önemli bir husustur.

İnsan söz konusu olunca ona değer katanın da akıl olduğunu unutmamak lazımdır. Mevlana’ya göre iç duyguları kuvvetlendirmek için, dış duyguları zayıflatmak icabeder. Sipiritüel akla sahip olmak için şehevi aklı ve dağınık aklı aşmak gerekir. Bu akla ulaşmak için, kişisel ben’i ve ferdiyetimizi yok etmek şarttır. Yani Allah’ın varlığında “Ben”’i yok etmek için geçici varlıktan yararlanmamız gerekir. Bu da Fena fillah’la mümkündür.

Bedensel içgüdüler ve şehvani akıl, insanı bir günahkâr, bir sapık, bir inançsız yapmakta ve onu maddi dünyanın en alt derecesine indirmektedir. Eğer kişisel irademizi ve dağınık aklımızı Allah’ın iradesiyle birleştirebilirsek, nefsimiz ve dağınık aklımız tarafından saptırılmış bir varlık durumuna düşmekten kurtulmuş oluruz.

Mevlana, insanı ele alırken, asıl olarak kâmil insanı hedefte tutar. Kamil insan, olgun insandır. Kamil insan; ideal insandır. Kamil insan; asıl olarak, Allah’ın yaratmayı murat ettiği insandır. Gerçek kuldur. Kamil insan; cenneti hak eden varlıktır. Bu açıdan ele alınca kâmil insan olmanın yollarını bilmekte yarar var diye düşünüyorum. (MEVLANA’NIN TEFEKKÜR DÜNYASI/ KAZIM ÖZTÜRK/ TEBEŞİR YAYINLARI)

        Mevlana

Gönüller Sultanı Horasan eri,
Kur’an’ın bendesi aşkın neferi,
Ölüm gelene dek bitmez seferi,
Hicrette görürsün pir Mevlana’yı!

Akarsu misali cömerttir hali,
Kusuru örtmede gece misali,
Şeb-i Arus bilir Hakka visali,
İlahi meşk ile sar Mevlana’yı!

Sinelere ışık saçardı her an,
Masiva duygudan kaçardı her an,
Muhabbetullahı seçerdi her an,
İslam’ın yolunda gör Mevlana’yı!

Mesnevi şah eser, cana şifadır,
Divan ve Mektubat ruha gıdadır,
Mecalis-i Seb’a gönle sefadır,
Fihi ma fihine sor Mevlana’yı!

Geçmek istiyorsan nur denizinden,
Kurtulmaksa murat nar denizinden,
Güllere vuslatsa har denizinden…
Namazda bulursun er Mevlana’yı!

Tevazu deyince onu ararsın,
İnsan sevgisini ondan sorarsın,
Gönül fethetmeyi onda görürsün,
Sevgiyle sararsın yar Mevlana’yı!

Kibir kapısını berk ettiğinde,
Nefs-i emmareyi terk ettiğinde,
Makam-ı mahmudu fark ettiğinde,
Hale hale aşkla ör Mevlana’yı!              (27 MART 2024)