RAMAZAN MEKTEBİ

A+
A-

RAMAZAN MEKTEBİ

Rabbimiz, insanları değişik vesilelerle, çeşitli imtihanlardan geçirerek eğitimie tabi tutmaktadır. Hayat bu yönüyle imtihan yeridir. İmtihan yerinde mutlaka okullar ve sınıflar olacak, oralardaki başarımıza göre dereceye girmekte ve ya ödül almakta ya da ceza alıp sınıfta kalmaktayız.

Ramazan da başlı başına bir mekteptir; İftarıyla, imsakıyla, teravihi, sahuru, ihsanı, ikramı, in’amı, irfanı, imanı, İslamı, mukalebesi, zekatı, fıtrası, sadakası, fidyesiyle… mükemmel bir mekteptir. Ramazan mektebi öncelikle oruç ile bizleri sınava tabi tutar. Ne kadar sabredecek, açlığa, susuzluğa, sıcağa, soğuğa, yokluğa, kıtlığa, mahrumiyete…

Ramazan mektebinde şuurlanmayı öğreniriz. Komşusu açken tok yatmamayı, veren el olmayı (İftar), nefsimizi tutmayı (İmsak), yaptığımız her şeyde Rabbimizin bizi gördüğü, bildiği, duyduğu ve hiçbir zaman bizi kendi halimize bırakmadığı, kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmamayı telkin eder ve bu şuuru verir.

Mevlana’nın dediği gibi

Cömertlik ve yardım etmede akarsu,
Şefkat ve merhamette güneş,
Başkalarının kusurunu örtmede gece,
Hiddet ve asabiyette ölü,
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak,
Hoşgörülükte deniz,
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi olmanın erdemine ulaştırır.

Ramazan mektebi Müslümanları miraca yükseltir. Miraca yükselmenin yolu; okumak, okuduğunu anlamak ve hayatına uygulamaktan geçer. Ramazanın Kur’an ayı oluşundaki hikmet budur.

Ramazan Mektebinin sınıfları var: Rahmet, Merhamet, Cehennemden uzaklaşıp Bayrama kavuşmak, bayramı hak etmek…Rahmet sınıfından, Merhamet sınıfına atladık. Geride diğer sınıf kaldı. Bakalım merhamet sınıfında imtihanımız nası geçecek?

Mektepte bütün iş, öğrencinin elinde. Öğrenciler çalışır, gayret eder, tembellik etmez, sabırsız davranmaz, işi savsaklamazlarsa yüz akıyla ve hem de üstün başarıyla Ramazan Mektebinden mezun olur ve Bayram diploması alır. Bayram diplomasının işareti de Kadir gecesidir. O kadir gecesi ki bir ömür yani 81 yıllık uzun bir süreç.

Önemli olan Ramazan Mektebinde; gayretli, sabırlı, çalışkan, azimli ve ödevini en iyi yapan öğrenci olabilmektir. Gayret etmeden, yattığımız yerden gökten ne altın yağar ne de gümüş. Çalışmadan, “armut piş, ağzıma düş” yoktur. Baksanıza karnımızı doyurmak için ekmeği bölüyor, ağzımıza götürüyor, dişlerimizle iyice ezip, öğütüp sonra mide fabrikasına gönderiyoruz. Yani bir çaba sarf ediyoruz. Eli boş gidilmiyor hiçbir yere.

Tahir’ül Mevlevi şöyle der:

“Eli boş gidilmez gidilen yere,
Rabbim boş gelmedim suç getirdim,
Dünyalar çekemezken bu ağır yükü,
İki büklüm sırtımda pek güç getirdim”

Demek oluyor ki başarıda samimiyet şarttır.

Samimiyet!

Tertemiz bembeyaz tortusuz hayat,
Dostların geçtiği yol samimiyet,
Amasız fakatsız korkusuz hayat,
Yıkmayan dökmeyen yel samimiyet!

Alnı açık gezer dümdüz saflarda,
Hiç hilafı olmaz asla laflarda,
Her zaman her vakit gözü aflarda,
İnsanca uzanan el samimiyet!

Göründüğü gibi gezer dolaşır,
Gönüller fetheder cana ulaşır,
Muhabbetlerle her yana ulaşır,
Sevgiyle sarılan kol samimiyet!

Kafanın içinde art niyet yoktur,
Aslından süzülen berraklık çoktur,
İçilen süt gibi bembeyaz aktır,
Riyaları silen sel samimiyet!

Kalpleri fetheyle Yunus misali,
Ahlakta irfanda Yusuf emsali,
Canlara canlar kat Leyla timsali,
Düpedüz dosdoğru kal samimiyet!

Elinle dilinle kimseyi kırma,
Şefkat kanadı ger bîgane durma,
Günahı setreyle yüzüne vurma,
Elif gibi dimdik ol samimiyet! (23 MART 2024)