A+
A-

VEFA

Vefa, yaşanmışlıklara saygı duymak ve birçok şey paylaştığın insanları hatırlamak demektir. Geçmişini ve eski arkadaşlıklarını çok çabuk unutan kişiler ise ”vefasız” olarak nitelendirilir.

Sözlerinde duran ve geçmişini unutmayan insanlar içinse ”vefalı” ya da ”vefakâr” kelimeleri kullanılır.

TDK’ya göre vefa kelimesinin üç farklı anlamı vardır:

İlk Anlamı:
Dostluk ve arkadaşlık ilişkilerinde süreklilik sağlamak, arkadaşlığın kıymetini bilmek.

Tasavvufta vefa, sözlük anlamında değil terim anlamında kullanılır. Kulun, Kalu-Bela’da Allah’a verdiği sözü tutmasına vefa denir. Tasavvuf inanışına göre Allah ”Elestü Bi Rabbiküm” (Ben sizin Rabbiniz değil miyim) diye sormuş ve tüm ruhlar da ”Evet” cevabını vermiştir.

İnsan, dünyada olduğu süre boyunca Rabbini zikrederek ve ibadet ederek hatırlamalıdır. Bir gün dönüşün mutlaka O’na olacağını bilmelidir. Bunu bilmeye de ”vefa göstermek” denir.

Vefakâr olmanın, yani sırf Allah rızası için sevmenin mükafatı büyüktür. Vefa, dostlukta, bağlılıkta sebat etmektir. Arkadaşa yaptığı iyiliği az görmek, onun yaptığını çok bilmek vefadandır. Vefa demek, gerek hayatta iken ve gerekse öldükten sonra sevgi ve ilgiyi devam ettirmek demektir.

Vefa, sevgide devamlılık demektir. Vefa demek, ihtiyaç hâlinde ona yardım etmektir. Arkadaş, öldükten sonra, onun çoluk çocuğunu, yakınlarını sevmek, onlarla ilgiyi kesmemek de vefadandır. Müslüman vefakâr olur. Vefakâr olmanın, yani sırf Allah rızası için sevmenin mükâfatı büyüktür.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

“Kıyamette hiç bir himayenin bulunmadığı zaman, Allah-ü Teala’nın himayesinde bulunacak yedi kişiden biri, birbirini [sırf Allah rızası için] sevenlerdir.)” [Buhari]

Vefa, dostlukta, bağlılıkta sebat etmektir. Arkadaşa yaptığı iyiliği az görmek, onun yaptığını çok bilmek vefadandır.

Vefa demek, gerek hayatta iken ve gerekse öldükten sonra sevgi ve ilgiyi devam ettirmek demektir. Ölen bir kimseye az bir vefa göstermek, hayatta yapılan çok iyiliklerden daha makbuldür. Çünkü insan, hayattaki arkadaşına bir iyilik edince, belki bir karşılık bekleyebilir. Öldükten sonra yapılacak iyiliğe riya karışması zor olur. Ölüler için dua ve istiğfar edilir. Yapılan iyiliklerin sevabı bağışlanır. Hayattaki akrabalarına, dostlarına iyilik edilir. Peygamber efendimiz, ihtiyar bir kadına ikramda bulundu. Sebebini soranlara:

“Bu kadın, Hatice hayatta iken bize gelir giderdi. Ahde vefa, dindendir” buyurdu.

Arkadaşın dost ve akrabalarını arayıp sormak vefakârlığın şartlarındandır. Onların haklarına riayet, arkadaşa ikram etmekten daha kıymetlidir.

Vefasızlık şeytanın hoşuna gider. Mesela arkadaşlar arasındaki sevginin azalması, kırgınlığın zuhur etmesi şeytanı çok sevindirir. Şeytanı sevindirmemek, onun oyununa gelmemek için vefakâr olmalı, arkadaşın kusurlarını fazilet, hakaretlerini de iltifat kabul etmeli. İki arkadaştan biri, diğerine sert bakınca, şeytan sevinip oynar. Allahü Teâlâ:

“Şeytan, aralarını bozmaması için, kullarım güzel konuşsun!” buyuruyor. (İsra 53)

Onun için kırıcı ve üzücü konuşmaktan ve sert bakmaktan uzak durmalıdır! Allah dostlarının duruşu bile sevgi telkin eder. Böyle bir kimse, makam sahibi de olsa, eski arkadaşlarını arar. (Kerem sahipleri, darlık zamanlarında kendileriyle düşüp kalkanları, genişlik zamanlarında da ararlar) denmiştir.

Samimiyet!

Tertemiz bembeyaz tortusuz hayat,
Dostların geçtiği yol samimiyet,
Amasız fakatsız korkusuz hayat,
Yıkmayan dökmeyen yel samimiyet!

Alnı açık gezer dümdüz saflarda,
Hiç hilafı olmaz asla laflarda,
Her zaman her vakit gözü aflarda,
İnsanca uzanan el samimiyet!

Göründüğü gibi gezer dolaşır,
Gönüller fetheder cana ulaşır,
Muhabbetlerle her yana ulaşır,
Sevgiyle sarılan kol samimiyet!

Kafanın içinde art niyet yoktur,
Aslından süzülen berraklık çoktur,
İçilen süt gibi bembeyaz aktır,
Riyaları silen sel samimiyet!

Kalpleri fetheyle Yunus misali,
Ahlakta irfanda Yusuf emsali,
Canlara canlar kat Leyla timsali,
Düpedüz dosdoğru kal samimiyet!

Elinle dilinle kimseyi kırma,
Şefkat kanadı ger bîgane durma,
Günahı setreyle yüzüne vurma,
Elif gibi dimdik ol samimiyet!   (08 MART 2023)