ADAM GİBİ ADAM

A+
A-

ADAM GİBİ ADAM

Birisi, gündüzün, gönlü aşk ve yanışla dolu olarak kandille gezerdi. Bir herzevekil ona dedi ki: A adam, kendine gel de öyle her dükkânı arayıp durma. Aydın günde kandille ne gezip duruyorsun, bu ne saçma şey?

Adam dedi ki: Her yanda adam arıyorum. O nefesle diri olan kimdir?
Bir adam, şu pazar, adamla dolu o hür kişi dedi. Adam arayan dedi ki: Bu iki yol ağzı ana caddede öfke ve hırs zamanında dayanan bir adam arıyorum.
Öfke ve şehvet vaktinde kendini tutabilen adam nerde? Bucak, bucak, sokak sokak böyle bir adam arıyorum işte.
Nerde âlemde bu iki halde dayanabilen bir adam ki bugün ona canımı feda edeyim.

Bunu duyan, nadir bulunur bir şey arıyorsun, fakat kaza ve kaderden gafilsin dedi iyi bak.
Sen, fer’e bakıyorsun; asıldan haberin bile yok. Biz fer’iz, asıl olan kader hükümleridir.
Kaza ve kader, dönüp duran gökyüzünün bile yolunu kaybeder. Yüzlerce Utarid’i kaza ve kader, aptallaştırır. Çare âlemini daraltır, demirle mermeri bile eritir, su haline getirir.
Ey bu yolu adım adım adımlamaya karar veren kişi, sen hamın hamısın, hamın hamısın, hamın hamı! Değirmen taşının dönüşünü gördün, bari gel de dereyi de gör. Toprağı, tozu havalanmış görmedesin, toprağın arasında yeli de gör. Düşünce kaplarını kaynar görmedesin, aklın başına devşir de ateşe de bak.
Tanrı, Eyyub’a ihsanlarını söylerken ben, senin her kılına bir sabır verdim dedi.
Kendine gel de sabrına bu kadar bakma. Sabrı gördün, sabır vereni de gör.
Mesnevi.V.2887-21205

Öncelikle kime adam denileceğine dair bir diyalogla başlıyor hikaye.

Elinde gündüz vakti bir kandille dolaşan şaşırtıcı bir karakter ve bunu merak edip anlamak isteyen birisi. Elbette gündüz vakti eline kandil alıp dolaşan birisi de bir mesaj vermek için böyle yapmıştır. Önce dikkat çekmek, kafaları karıştırmak sonra da mesajını ulaştırmak.

Adam gibi adam deyimi aslında kimin için söylenmeli?

İyilik sahibi mi? Cömert mi? Cesur mu? Merhametli mi?

Bunların hepsi iyi huylar ve bunları üstünde bulundurup barındıran insanı adam yapar, size katılıyorum.

Peki daha zor olan nedir?

Bir aracın gaza yüklenince hızlanması mı? O hızla giderken durması gereken yerde anında durabilmesi mi?

Yukarıda saydığım ve daha saymadığım bir sürü güzel huyu barındırmak bir meziyettir. Kişiyi insan yapar, adam yapar.

Ancak adam gibi adam deyimini kendisini durdurabilenler hak eder.

Örnek verelim:

“Gerçek pehlivan, güreşte rakibini yenen değildir. Gerçek pehlivan, öfkelendiği zaman öfkesini yenendir.” Buhari: Edeb 76; Müslim, Birr: 107,108

Peygamber sav pehlivanlığı övmekle birlikte asıl pehlivanlığın öfkeye hakim olmak olduğunu söylemiş işte. Hikayemizdeki ilginç karakter de bize bu Hadis’te işaret edilen gerçeği anlatmak için dışarı çıkmış elindeki kandille.

Öfke ve şehvet zamanı kendini tutabilmek.

Sabır, dayanıklılık ve imanla elde edilebilecek bir değer.

Diyalog bize şöyle bir gerçeği de hatırlatıyor. Bunlardan etrafınızda az olacak. Boşuna sızlanmayın. Bu az olacak bir şey, nadir rastlanacak şey. Adam gibi adam olmayı hedefleyin ve bunun için Allah’tan yardım isteyin ancak kolay değil.

Peki neden?

İşte orada kaza ve kader kavramları devreye giriyor. Hayatı bir dram haline getiren kader.

Bitmemiş onca hikaye, ayrılıklar, beklenmedik kazalar, hastalıklar, ölümler, tandırı yakmış, hamurun başında dünyaya veda eden kadınlar, ata binmiş, düğün evine gidemeden ölenler vs.

Evet hayat bir dramdır. Fazla iddialı olmaya gelmez. Ne yaparsak yapalım, yaptığımız işleri O’nun adıyla başlayıp, O’nun yardımıyla devam ettirip, O’nun hükmüyle sonlandırabiliriz.

Yeniden dönelim başa,

Öfke kontrolünü hedeflemeli ve bunun için de O’ndan yardım istemeliyiz.

Elimizden tutarsa bize de adam gibi adam derler.

O zaman niyaz edelim:

Öfkemden, şehvetimden yılgınım. Kokuna, yardımına, varlığına muhtacım. Öfkemi yaratanı da sen yarattın. Sen ondan daha güçlüsün. Mutlak hakimsin. İçimde ateş parladığız zaman su gönder. Sakinleştir artık. Serinlet. Beni nefsimle bir başıma bırakma.