19) Hüseyin Çelebi
Betül SAYLAN*
SEFÎNE-İ NEFÎSE-İ MEVLEVİYÂN’DA BAHS OLUNAN DİĞER ÇELEBİLER
19) Hüseyin Çelebi
Konya Mevlânâ Dergâhı makam çelebilerinden III. Muhammed Ârif Çelebi’nin (ö. 1052 h./1642?) kızı olan Kâmile Hanım’ın oğlu Hüseyin Çelebi’nin doğum târihini tesbit edemedik.
Kâmile Hanım evlenerek, Kütahya’ya gelmiş; bu evlilikten Muhammed, Hüseyin, Ebûbekir, Hızır Şâh, Halil, Ali, Fâtıma, Emine, Hatice, Sâliha, Kerîme, Râbia adlarında 12 evlât sâhibi olmuştur. Ancak, Hızır Şâh, Halil, Ali, Emine, Hatice, Sâliha, Kerîme, Râbia Çelebiler küçük yaşlarında vefat etmişler; Ebûbekir, Muhammed, Hüseyin ve Fâtıma1144 Çelebiler uzun ömürle muammer olmuşlardır.1145
Hüseyin Çelebi’nin âilesinden kendisine intikāl eden büyük bir servete sâhip olduğu, ancak onun mütevâzi tabîati ve dünyâya meyletmemesi sebebiyle geçimini zirâatle karşılayarak, diğer zamânını ise Kütahya Ergūniye Mevlevîhânesi’nin hizmetine hasrettiğini dâmâdı 1146 Mustafa Sâkıb Dede nakletmektedir. 1147 Hattâ yalnızca Kütahya Ergūniye Mevlevîhânesi’nin hizmetiyle kalmadığı, bir Konya ziyâreti esnâsında, Konya Mevlânâ Dergâhı’nın matbahının tâmire muhtaç olduğunu görerek tâmir için Aşçıbaşı Câfer Dede’den müsâade istediği Câfer Dede’ninse “Benim müsâademe ihtiyâç yoktur. Ceddin müsâade buyurmuştur” cevâbını verdiği rivâyet edilir. Tâmirât işleminin netîcesinde Belgrad Mevlevîhânesi postnişîni Adnî Dede (ö. 1100 h./1688 m.) şu târihi düşmüştür:
Bir kerem ehli sâhibü’l-hayra
Erişip avn-i zât-ı Hüdâ
Himmeti Hânedân-ı Mevlevî’ye
Lâzım intisâbın etti edâ
Fukarâ matbahın edip hûş tarz
Âferîn okudu ganî ve gedâ
Vâsıl-ı rûh-ı pâk-i ceddi ola
Kendinden malı çünkü oldu cüdâ
Beğenip Adniyâ dedim târih
Oldu matbah-ı ferah-fezâ cüdâ1148
Hüseyin Çelebi, Sofya’ya yaptığı bir seyâhat esnâsında, orada vefat etmiştir.1149
1144 Fâtıma Hanım, Sefîne’de hâl tercümesi bulunan Hacı Fâtıma Hanım’dır.
1145 Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c. I, s. 256-257; İhtifâlci Mehmed Ziyâ, Bursa’dan Konya’ya Seyâhat, s. 241
1146 Hüseyin Çelebi’nin kızkardeşi Hacı Fâtıma Hanım’ın evliliğinden bir kızı dünyâya gelmiş, ancak küçük yaşta vefat etmiştir. Bunun üzerine eşine câriyeler bağışlamak sûretiyle münzevî bir hayata başlayan Hacı Fâtıma Hanım, kardeşi Hüseyin Çelebi’nin kızı olan Havvâ Hanım’ı evlât edinmiş, eğitimini üstlenmiştir. II. Bostan Çelebi’nin emriyle Kütahya Ergūniye Mevlevîhânesi’ne tâyin edilen Mustafa SâkıbDede’yi bir müddet sonra evlât edindiği yeğeniyle evlendirmiş, böylece Sefîne müellifi Mustafa Sâkıb Dede Hüseyin Çelebi’nin dâmâdı olmuştur.
(Mustafa Sâkıb Dede,a.g.e., c. I, s. 260-261;İhtifâlci Mehmed Ziyâ, Bursa’dan Konya’ya Seyâhat, s. 242)
1147 Kütahya Ergūniye Mevlevîhânesi postnişîn listelerinde Hüseyin Çelebi postnişîn olarak zikredilmektedir. Ancak seyr ü sülûkünü nerede tamamladığı konusunda bir bilgiye rastlayamadık. Anneleri Kâmile Hanım’ın evlâtlarını mevlevî terbiyesi üzerine yetiştirdiğini; böylece II. Bostan Çelebi’nin emriyle mevlevîhâneye postnişîn tâyin edilen Mustafa Sâkıb Dede’den önce, Hüseyin Çelebi’nin ve kızkardeşi Hacı Fâtıma Hanım’ın Kütahya Ergūniye Mevlevîhânesi’nin hizmetinde bulunduklarını söyleyebiliriz. (KMMA, dosya no: 51, belge no: 29; Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c. I, s. 237)
1148 Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c. I, s. 237
1149 Mustafa Sâkıb Dede, a.g.e., c. I, s. 237-238