BENLİKTEN GEÇMEK VE TESLİMİYET

A+
A-

11. BENLİKTEN GEÇMEK VE TESLİMİYET

(Allah’ın) varlığına karşı yok olmak gerektir; O’nun huzurunda varlık nedir? Kör ve yaslı bir hiç.

Yok olmanın yolu bambaşkadır; zira kendinde olmak da başka bir günahtır.

Gündüz gibi şûlelenip parlamayı diliyorsan geceye benzeyen varlığını yak!

Varlık, yoklukta görülebilir. Zenginler, yoksula cömertlik edebilir.

Noksanlar, kemal vasfının aynasıdır. O horluk, yücelik ve ululuğa aynadır.

Kötülerin kötülüklerine acıyın. Benliğin, kendini görüp beğenmenin etrafında dolaşmayın.

Gözünde bir tek kıl olsa hayâlinde inci, yeşim taşı gibi görünür.

Hayâlinden tamamıyla geçersen o vakit yeşim taşını, inciden ayırt edebilirsin.

İnsan yokluk gülistanında kendinden geçer. O âlemdeki sarhoşluk, Hakk’ın lütfunun büyük kadehindendir.

Allah’ın sanat yurdu da yokluktandır, hazinesi de. Sen, varlığa aldanmış kalmışsın; yokluk nedir, ne bileceksin?

Nefsi aşağılama gölgesi, yatılacak güzel bir yerdir. O, temizliğe ulaşmaya istidadı olana hoş bir uyku yeridir.

Bu gölgeyi bırakır da benlik tarafına gidersen, çabucak âsi olur azarsın, yolunu kaybedip gidersin.

Ben, varlığını o ihsan ve cömertlik sahibinden başkasına satmayana kul, köle olurum.

Bir adam, yokluğa erişir, kendisine yokluğu ziynet edinirse, o adamın, Muhammed (a.s.) gibi gölgesi olmaz.

Çünkü varlık, insanı adamakıllı sarhoş eder; aklını başından, utancını da gönlünden alır götürür.

Yok olmadıkça hiç kimsenin huzûra varmasına yol yoktur.

Yıldızlarımız gizlenmedikçe, bil ki can güneşi de gizlidir.

Topuzu kendine vur da benliğini darmadağın et! Çünkü bu ten gözü, kulağa tıkanmış pamuğa benzer.

Beşeriyet vasıflarından ölürsen hakikat sırları denizi, seni başının üstünde taşır.

Kendini, kendi vasıflarından arıt ki, asıl kendi sâf, pâk zatını göresin.

Allah’ı candan gönülden istiyorsan varlıktan yokluğa dön!

Kendisini kâmil sanan kişi, ululuk sahibi Allah’ın yolunda uçamaz.

Kendinden geçmeye çalış da hemencecik kendini bul; doğrusunu Allah, daha iyi bilir.

Allah’tan başka her şey fânidir. Mademki onun zatında fâni değilsin, varlık arama!

Âfetsiz, felâketsiz hiçbir köşe yoktur. Allah’ın halvet yerinden başka hiçbir yerde dinlenmek, rahata kavuşmak mümkün değildir.

Oğul kılıcı bırak da can siperini ele al! Bu padişahtan, ancak başsız olan başını kurtarır.

Sen yerden-yurttan, alımdan-satımdan geri durdun mu O, mekân âleminde de seninle beraberdir, Lâmekân âleminde de.

Allah, mülk ve saltanat sahibidir. Kendisine baş eğene, bu topraktan yaratılan dünya şöyle dursun, yüzlerce mülk, yüzlerce saltanat ihsan eder.

İki deme, iki bilme, iki çağırma. Kulu, efendisinde yok olmuş bil!

(I/518, 2200, 3010, 3202, 3210, 3416, II/109, 110, III/2942, 4516, IV/3346, 3347, V/4120, 672, 1920, VI/0232, 731, 732, I/1843, 3460, II/0688, I/3213, IV/3218, I/3052, II/0591, 3170, III/0346, VI/0664, 3215)

[divide style=”2″]