‘Ahlaklı Toplum İçin Machiavelli Yerine Mevlana Okunmalı’

A+
A-

‘Siyaset ve Ahlâk’ temalı 2. Ahlâk Şurâsı’nın sonuç bildirgesi açıklandı. Mevlâna Celâleddin-i Rumî’nin hatırasına ithafen Konya’da düzenlenen şuranın bildirgesinde, “Ahlâklı bir toplum oluşturmak için Machiavelli’nin levhalarının yerine Hz Mevlana’nın eserlerinin okunması gerektiği artık fark edilmelidir.” denildi.

Türkiye Yazarlar Birliği’nin, Konya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirdiği II. Ahlâk Şûrası sona erdi. 27 ilim ve fikir adamının düşüncelerini beyan ettiği Ahlâk Şûrası’nda; Siyaset ve Ahlâk Felsefesi, Uluslararası Siyasetin Ahlâkî Sorgulanması, Müslüman Ülkelerde Siyaset ve Ahlâk İlişkisi, Ekonomi Politikaları ve Ahlâk gibi konular değerlendirildi.

Şûranın kapanış oturumu Devlet Eski Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın, Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut, Aksaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker’in katılımıyla gerçekleşirken, şûra Sonuç Bildirgesi’nin okunmasıyla sona erdi.

Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Doğan, 2. Ahlak Şûrası’nın Türkiye’nin ve dünyanın gündemi olan “Siyaset ve Ahlâk” üzerine yapıldığını hatırlatarak, seçkin ilim adamlarının katıldığı toplantılarda gördüğü manzarayla gurur duyduğunu söyledi.

Türkiye’nin maddi gelişmesinin insani gelişmeyle paralel yürümediği için büyük ahlaki problemler ve sıkıntılar ortaya çıktığını kaydeden Doğan, “Biz burada insani gelişmenin, ahlaki ilkeler üzerinde yürütülmesi gereken bir kalkınmanın gerekli olduğunun altını çizdik” dedi.

Doğan, toplantının yapılmasında Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in özel ilgisi ve desteği olduğunu belirterek, teşekkür etti.

Aksaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar, İl Müftüsü Şükrü Özbuğday, Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Dr. Mücahit Sami Küçüktığlı, TYB Genel Başkanı İbrahim Ulvi Yavuz ve TYB M. Ali Köseoğlu’nun da bulunduğu toplantıda 14 maddelik Sonuç Bildirgesi’ni Doç. Dr. Musa Kazım Arıcan okudu.

 

II. AHLAK ŞÛRASI SONUÇ BİLDİRGESİ

Ahlâk neredeyse insanlıkla eşdeğer ve insanlık tarihi kadar eski bir kavram. Akıl insana ahlâklı olmayı telkin ediyor. Kalb insanın ahlâklı olmasını istiyor. Dinden konuştuğumuzda ahlâktan konuşuyoruz. Son Peygamber güzel ahlâkı tamamlamak için geldiğini beyan ediyor. Feylesoflar ahlâkı “insanın kendini bilmesi” olarak tarif ediyorlar. Adalet, merhamet, iyilik, sorumluluk, vazife, dayanışma… bütün toplumlarda, bütün dillerde olan kavramlar. Ahlâkın kaideleri bu ve benzeri evrensel ilkelerden çıkarılıyor.

Türkiye Yazarlar Birliği, insanı insan yapan hasletlerin başında gelen ve hayatımızdaki yerinin gittikçe azaldığı düşünülen ahlâkın öncelikle ilim ve fikir dünyamızın çalışma alanına girmesi için ilk olarak 2009’da İstanbul’da 20. Yüzyılımızın ahlâkçı düşünürü Nurettin Topçu’nun doğumunun 100. Yılı dolayısıyla 1. Türkiye Ahlâk Şurası’nı düzenlemişti.

İkinci Ahlâk Şûrası, Konya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipiliğinde Büyük Ahlâkçı Mevlâna Celaleddin Rumî’nin aziz hatırasına ithafen 22-24 Kasım tarihlerinde Konya’da gerçekleştirildi. İkinci Ahlâk Şurası’nın ana konusu “siyaset ve ahlâk” olarak belirlenmişti. Şûrada ahlâk-siyaset ilişkisi, Batı siyasetinin ahlâkî temelleri, uluslar arası siyasetin ahlâkî sorgulanması, İslâm dünyasında siyaset ve ahlâk, ekonomi politikalarında ahlâk konuları derinlemesine konuşuldu ve tartışıldı.

Türkiye’de ve dünyada siyasetin yeniden şekillendiği bir dönemde ülke ve dünya politikalarının ahlâkîliği, farklı bakış açılarına sahip ilim ve fikir adamları tarafından tartışıldı. Açılış ve değerlendirme oturumları dışında, dört oturumda sekiz tebliğ ve bunlara dair sekiz müzakere ile konular olabildiğince açık yüreklilikle ve derinlemesine irdelendi.

Açılış Oturumu

Başkanı: Prof. Dr. Mustafa Aydın

Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç: Mevlana Ahlâkından Küresel Ahlâka
Prof. Dr. Mehmet S. Aydın: Ahlâktan Siyasete

 

II. Oturum: Siyaset ve Ahlâk Felsefesi

Oturum Başkanı: Prof. Dr. Hüsamettin Erdem

Ahlâk ve Siyasetin Doğası ve Evrilmesi
Bildiri: Doç. Dr. Hasan Yücel Başdemir
Müzakere: Prof. Dr. Celal Türer

Modern Batı Siyasetinin Ahlâki Temelleri
Bildiri: Prof. Dr. Bekir Berat Özipek
Müzakere: Prof. Dr. İlhami Güler

 

III. Oturum: Uluslararası Siyasetin Ahlâkî Sorgulanması

Oturum Başkanı: Prof. Dr. Şükrü Karatepe

Mısır Darbesi Karşısında ABD ve Avrupa Birliği
Bildiri: Prof. Dr. Muhittin Ataman
Müzakere: Prof. Dr. Birol Akgün

Suriye İç Savaşı Karşısında Rusya ve Çin
Bildiri: Prof. Dr. Ramazan Gözen
Müzakere: Prof. Dr. Berdal Aral

 

IV. Oturum: Müslüman Ülkelerde Siyaset ve Ahlâk İlişkisi

Oturum Başkanı: Prof. Dr. Mehmet S. Aydın

İran Siyaseti ve Mezhepçilik Tartışması
Bildiri: Doç. Dr. Süleyman Elik
Müzakere: Doç. Dr. Âdem Çaylak

İslam Ülkelerinin Dışa Bağımlılığının Teopolitik Analizi
Bildiri: Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu
Müzakere: Prof. Dr. Bilal Kuşpınar

 

V. Oturum: Ekonomi Politikaları ve Ahlâk

Oturum Başkanı: Prof. Dr. Mehmet Bulut

Liberal Ekonomilerin Ahlâkî ve Siyasî İlkeleri
Bildiri: Prof. Dr. Mustafa Acar
Müzakere: Prof. Dr. Abdülkadir Buluş

Ekonomi Politikalarında Adalet
Bildiri: Doç. Dr. Cem Somel
Müzakere: Doç. Dr. Hüsnü Kapu

 

Şûra çalışmalarında aşağıdaki sonuçlara varılmış ve on dört maddede özetlenen hususların önemine dikkat çekilmiştir.

1. İnsanî sorunların temelinde ahlâkiliğin önemsenmemesi yatmaktadır. Ahlâk, insan fiilerinin tüm boyutlarını kapsar.  Şahsiyet ancak ahlâk temelinde sağlıklı olarak gelişir. Ahlâk, toplumsal ve siyasal hayatımızda yeniden etkin bir şekilde yer almalıdır.

2. Ahlâk mutlu olma, siyaset ise mutlu kılma çabasıdır. Ahlâk, siyaseti etkilemeli ve yönlendirmelidir. Ahlâkın insan hayatında yeniden merkez olacağı bir dünya ve siyaset düzeni inşa edilmelidir. Hz. Peygamber’den sonra İslâm toplumlarında siyaset ve ahlâkın her zaman arzu edilen ölçüde bir araya getirilemediği görülmektedir. Siyaset alanının gerçeklerini dikkate aldığımız kadar, ideal olanı da gözetmemiz gerektiğinin bilincinde olmalıyız.

3. Siyasetin ahlâkını sadece siyasetçi tayin etmemeli; ahlâkın hayatın tüm alanlarıyla ilişkisi ilim ve fikir zemininde tartışmaya açılmalıdır.

4. Ahlâkın siyasette izdüşümü üç şekilde ortaya çıkar: Şahsî idealler, toplumsal çıkarlar ve ilahî emirler. Şahsî kararların yanı sıra milletin geleceğini ve menfaatini düşünmek siyasette ahlâkî bir vazifedir. Din ile ahlâk doğuşları ve çevrildikleri gaye itibarıyla birbirinden ayrılamaz, ahlâklı olmanın esas yolunu ilahi emirlerde bulmak mümkündür.

5. Şüphesiz ki tek tip bir batı siyasetinden ve ahlâkından söz edemeyiz. Ancak bugün batının dış politikada çifte standarta sahip olduğu ve ahlâk ilkelerini ekseriya dikkate almadığı ortadadır. Amaçlar için her türlü aracı meşru kılan ahlâk anlayışı siyaseti yöneten bir çerçevenin merkezinden çıkarılmaladır. Tüm toplumlar için ortak bir ahlâk dili oluşturulmalıdır.

6. Batı hukuku ve araçsal aklı çerçevesinde oluşturulan BM, IMF, Dünya Bankası gibi üst kurumlar gayri ahlâkî karar ve davranışlar sergilemektedir. Adı geçen müesseseleri denetleyen üst mekanizmalar bulunmamaktadır. Bu noktada görev yine ahlâka, insanlığın vicdanına düşmektedir.

7. Müslüman toplumların içinde bulunduğu karmaşadan kurtulmak için ahlâk-siyaset ilişkisi yeniden ele alınmalıdır.  Müslüman toplumların siyasî meselelerine çözüm önerileri öncelikle İslamî kaynaklar temelinde aranmalıdır. Ancak bu yolla bize ait olanın bize dair olanla çözümü sağlanabilir.

8. Mezhep taassubundan kaçınılmalı, İslâm dünyasının ortak çıkarlarını merkeze alan bir üst anlayış geliştirilmelidir. Bazı Müslüman ülkelerin kendi milli çıkarlarını ahlâkî ilkeleri önüne koyduğu aşikâr bir gerçekliktir. Batıyı eleştirirken bu olgunun gözden kaçırılması bir paradokstur. Siyasî, ekonomik ve kültürel açıdan emperyal güçlere bağımlı Müslüman toplumların ahlâkî bir siyaset takip edemeyeceklerinin farkına varılması gerekir. Müslüman toplumların içerisinde ahlâkî kaygıları canlı tutacak bir taban hareketinin oluşumuna, demokratikleşmeye ve sivilleşmeye önem verilmelidir.

9. İnsanlığın sorunlarından tüm insanlar sorumludur. Batının sıklıkla vurguladığı evrensel insan hakları, demokrasi, özgürlük ve adalet söylemleri çoğu zaman içerdiği ve ima ettiği niteliklere haiz olamamıştır. Batı, bu hususlarda çifte standart uygulamıştır. Bu değerlerin herkes için geçerli olduğu bilinci vurgulanmalıdır.

10. Adalet gözetilmeksizin ekonomide ahlâktan söz edilemez. Günümüzde ekonomik ilişkilerde yeniden ahlâkın hâkim kılınması gerekmektedir. Ahlâkiliği gözetmeyen kapitalizmin değerler alanını ele geçirmesinin önüne geçilmelidir. Maddî kalkınmanın yanı sıra manevî doygunluğa önem verilmelidir.

11. Türkiye’de siyasetin özüne ve yapılış biçimine her zaman teyakkuz halindeki bir ruhla yaklaşılmalıdır. Başkalarını eleştirdiğimiz nispette çuvaldızı kendimize batırmalıyız. Bu çerçevede ahlâkı ve ahlâkî olanı savunmanın kimi zaman otoriteye karşı muhalefet etmeyi gerektireceği akıldan çıkarılmamalıdır.

12. Ahlâk ve siyaset tartışmaları birbirimizi doğru anlayabileceğimiz ortak bir dil ve zemin üretmeli ve tartışmalar bu zemin üzerinde yürümelidir.

13.  Her türlü zulüm ve sömürüye karşı küresel bir ahlâk bilinci oluşturulmalıdır. Mevlâna’nın pergel metaforundan hareketle ahlâki ilkeleri, farkındalığı ve duruşumuzu hem kendi coğrafyamızda hem de uzanabildiğimiz ufuklarda temsil edebilmeliyiz.

14. Ahlâklı bir toplum oluşturmak için Machiavelli’nin levhalarının yerine Hz Mevlana’nın eserlerinin okunması gerektiği artık fark edilmelidir. Yüzyılımız, Mevlâna düşüncesinin ahlâkî önderliğine şiddetle ihtiyaç duymaktadır.