8. MİLLÎ MEVLÂNA KONGRESİ – AÇIŞ KONUŞMASI – Abdurrahman KUTLU

A+
A-

8. MİLLÎ MEVLÂNA KONGRESİ

VIII. MİLLÎ MEVLÂNÂ KONGRESİ AÇIŞ KONUŞMASI

Prof. Dr. Abdurrahman KUTLU

REKTÖR

     Selçuk Üniversitesi Hz. Mevlânâ’nın hayatını, eserlerini ve fikirlerini, kültür ve tefekkür tarihimizdeki yerini araştırmak ve tanıtmak azmindedir. Bu nedenle faaliyetlerimizden biri olarak bugün “VIII. Millî Mevlânâ Kongresini gerçekleştirmekteyiz.

Hz. Mevlânâ’nın babası Bahâuddin Veled, XIII. asrın başlarında ve muhtemelen bugünlerde ailesiyle Konya’ya geldiğinde bilginlerin, sultan ve idarecilerin halk ve öğrencilerin oluşturduğu bir ilgi ve sevgi halkasıyla karşılaştı. Konya bu yıllarda, Anadolu Selçukluları’nın siyasî merkezi olmasının yanısıra bir ilim ve irfan merkezi olma özelliğini de kazanmıştı. Mevlânâ, 40 yaşına kadar öncelikle “Alim” vasfıyla, sonrasında ise “Halk Aşığı Mutasavvıf” bir kişi olma özelliğiyle bu merkezin en önde gelen şahsiyeti oldu. Artık o geride bıraktığı eserleri, bağlıları ve sevenleri vasıtasıyla XX. asırda da önemini korumakta, fikirleriyle insanlığın hizmetinde bulunmaktadır. Türk kültürü, edebiyatı ve sanatı içerisinde özel bir yeri olan Mevlânâ ve Mevlevîlik, bugün dünyanın dikkatini çekmekte, eserleri üzerinde yapılan çalışmalar her geçen gün artmakta, önceki asırlarda çoğunlukla Türkçe ve Farsça kaleme alınan onunla ilgili eserler, bugün hemen bütün dünya dillerinde görülmektedir.

Eserleri ve fikirleri üzerinde yapılan çalışmalar dünyada toplumsal dayanışmaya, ferdî huzura, kültürel zenginliğe önemli katkılar sağlamaktadır. Akla, bilime, doğru inanışa ve ilâhi âşka önem.veren; huzura, merhamete ve sevgiye davet eden çağrısı, tarihte Anadolu Selçuklu Kültür ve Medeniyeti’nin merkezi olan Konya’dan Türkiye’ye ve dünyaya yankılanmaya devam edecektir. O’nun sözlerini ve tavsiyelerini tekrarlamak, anlama ve hissetmek bugünün insanları için daima bulunmaz bir imkân olacaktır. Bunlardan birkaçını bu vesile ile birlikte dinlemek ve değerlendirmek uygun olacaktır.

* Özü olmayan çekirdek nasıl filiz verir. Ruhu, özü olmayan insanın sureti sadece hayaldir.

* Bedenin değeri ruhla olduğu gibi, ruhun değeri de “Hak Sevgili“nin nurundadır.

* Akıl; başka bir akılla birleşince ışık artar, yol bulunur. Nefis başka bir nefisle sevinirse karanlık artar, yol kaybolur.

* Akıllı bir kişiden bir eziyet doğsa da cahilin vefasından daha iyidir.

* İlim gönüle aksederse arkadaş olur, bedene yansırsa yılan olur.

* Uygunsuz kişilere minnet etmekten kurtulmak için kendi içinde bir kavnak ara

* Sevgi, acıları tatlıya çeker, götürür. Zira, sevgilerin esası doğru yola götürmektir. Küskünlük ise tatlıyı acılığa sürükler. Acı, tatlıya yenilebilir mi?

* Ümitsizlik tarafına gitme, ümitler vardır. Karanlık yöne gitme, güneşler vardır.

* Her ağlamanın ardından bir gülüş vardır. Sonrasını gören kişi mübarek bir kuldur. Akarsu bulunan yer yeşerir. Gözyaşı olan yerde rahmet olur.

Hz. Mevlânâ’nın başta Mesnevî’si olmak üzere, eserlerindeki insan ve kâinatla ilgili İslâm’a ve dinî kaynaklara dayalı değerlendirmeleri, kişisel ve toplumsal zaaflara gösterdiği çözümleri, bugün bütün dünyanın dikkatini çekmektedir. Ayrıca O’nun, çevresinin ve sevenlerinin öz kültürümüze düşünce, sanat, edebiyat ve musiki alanlarında kazandırdıkları her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. O’na karşı büyük bir teveccühün görüldüğü bu yıllarda, bu kongre benzeri ve diğer ilmî çalışmaların biraz daha canlılık ve özellik kazanması gerekmektedir. Bu yönde Üniversitemiz bünyesinde yeni çalışmalar planlanmakta, Aralık ve Mayıs aylarında icra edilmekte olan kongre, sempozyum veya konferansların özellikle Aralık ayında ihtifal günlerinde geniş katılımlı bir şekilde gerçekleştirilmesi düşünülmektedir. Gerek ilmî çalışmalar ve gerekse kongreler hususunda ülkemizde ve yurt dışında bulunan bilim adamlarından ve araştırmacılardan daha çok yararlanma yoluna gidilecektir.

VIII. Millî Mevlânâ Kongresi“nin başarılı geçmesini diler, tebliğleriyle kongreye katılan zevata ve sizlere teşekkür ederim.